Çağımızda teknoloji oldukça hızlı ve bazen de takip edilemez halde gelişimine devam ediyor. Öyle ki gün geçtikçe ihtiyaçlarımız artıyor ve bu talepler sonucunda geliştirilen yeni teknolojiler hayatımızı kolaylaştıran yenilikler olarak hayatımıza giriyor ve çoğalıyor.
Aydınlatma teknolojisi alanında da bahsettiğimiz hızlı gelişimi görmek mümkün. Bu alanda öne çıkan LED teknolojisi bulunduğunda aydınlatma alanında yeni bir dönem açmış oldu ve sürekli gelişmeye devam ediyor.
LED teknolojisi ilk bulunduğu 1920’li yıllarda zayıf bir kırmızı ışık verebiliyordu. Fakat şimdi daha gelişmiş durumda ve mavi ışığında kullanılabilmesiyle fark yaratıyor. LED TV lerden araçların far teknolojisinden cep telefonlarımızdan hatta bilgisayar ekranlarımıza kadar bir çok alanda ve hayatımızın aslında tam içindeler. Bu haliyle LED aydınlatma sistemlerinin faydaları saymakla bitmiyor.
LED, Işık Yayan Diyot anlamına gelen bir elektrik devre elemanı olarak üretiliyor. Üretim şekli ve yapısı sebebiyle ampül veya floresan dediğimiz konvansiyonel aydınlatma elemanlarından farklı özelliklere sahip olduğu için birçok alanda daha fazla tercih ediliyor.
Yüksek dalga boylarında ışık üretiyor ve kırmızı mavi yeşil renklerinin birleşiminden beyaz ışık elde ediliyor. Bu renklerinin tümünün ayrı ayrı üretilebiliyor olması da ayrı bir avantaj sağlıyor. Öyle ki sadece beyaz ışık değil, kırmızı mavi ya da yeşil ışık olarak da faydalanılabiliyor. Bunun için ekstra bir katman gerektirmiyor.
LED Teknolojisinin Çalışma Prensibi ve Avantajları
Günlük hayatımızda aktif olarak kullandığımız bu teknolojiye yaklaşıp LED nedir nasıl çalışır? sorusuna cevap vermeye çalışacak olursak; LED aydınlatma sistemleri yarı iletken sistemler olarak üretiliyor ve iletim yönünde kutuplanarak ışık üretmesi sağlanıyor.
Klasik diyotlarda olduğu gibi LED sistemlerde de eşik gerilimi bulunuyor. Bu gerilim aşılarak akımın iletilmesi sağlanıyor ve bir dirençle sınırlandırılarak ışık şiddeti elde ediliyor. Üretim prensibi doğrultusunda birçok renkte ışık sağlanabiliyor, istenilen dalga boylarında ışık elde edilebiliyor. Bu sayede hem kızılötesi hem de görünen ışık sağlayan LED aydınlatmalar üretilebiliyor.
Üretim biçimi bakımından ele alındığında LED projektörler tipik yükselme ve düşme süreleri açısından çok uzun bir kullanım süresi sunuyor.
Çok Çeşitli Kullanım Alanları ve İşlevsellik
LED aydınlatma teknolojisi sayesinde klasik ampüller ve aydınlatma sistemlerinin aksine güçlü ve yüksek parlaklıkta aydınlatma sağladığı için kullanım alanları artmış oluyor.
Ayrıca mavi ışığında bu teknolojiyle beraber aydınlatma alanında kullanılmaya başlanmasıyla RGB denilen kırmızı, mavi ve yeşil renk paletini tamamlayarak daha efektif bir kullanım sağlıyor. Bu özellikleri sayesinde daha büyük alanlarda ve daha farklı çalışma alanlarında da kullanılmaya başlanan LED aydınlatma sistemleri mimari projelerde, aydınlatılması gereken büyük mekanlarda ve birçok sektörel alanda klasik aydınlatma sistemleri yerine tercih ediliyor. Bu alanların yanı sıra binek araçların ve birçok motorlu taşıtın farları ve ışıkları LED teknolojisi kullanarak üretiliyor.
Geleneksel aydınlatma kaynaklarına göre birçok avantajı bulunuyor. Bunlardan biri enerji tasarrufu olarak öne çıkıyor. Klasik ışık kaynaklarına göre neredeyse 10’da 1 enerji harcayarak aydınlatabiliyor.
Genel anlamda hem büyük ışıkların kullanıldığı maliyetli projelerde hem de son kullanıcı açısından bu tasarruf önemli oluyor. Ayrıca ışık zaman içerisinde zayıflamıyor ve değişmiyor. Lambanın titremesi ve eskimesi gibi durumlarda üretilen ışık etkilenmiyor. Bu sayede alınan verim değişmemiş oluyor. Bunların yanısıra uzun ömürlü olmasıyla da öne çıkıyor. LED projektörler ortalama 100.000 saat kullanım ömrüne sahip olduğu için her açıdan tasarruf sağlıyor. Ayrıca sağladığı ışığa oranla ısı miktarının çok az olması da LED aydınlatmaların verimliliği adına başka bir avantaj olarak karşımıza çıkıyor.
LED teknolojisi zaman içerisinde gelişmeye ve değişmeye devam ediyor. Işık verimi gün geçtikçe daha da artıyor. Bu teknoloji geliştikçe avantajları da artmış oluyor.